27 Şubat 2012 Pazartesi

YARIM BIRAKIYORUM

Sevmeyi deneyin ya da denemeyin her ikisi için pişman olun.Hayatın tadını çıkarın ya da çıkarmayın pişman olun.Her seferinde güvenmeyi seçiyorum ama pişman oluyorum deyin ve yine güvenmeyi deneyin pişman olun.Değer verilmeyecek birisine değer verin pişman olun.Doğruyu yapmak yerine yanlışı yapın pişman olun.Hiç pişman olacak bir şey yapmadım deyin pişman olun....Yaşayın ya da yaşamayın pişman olun...
Çok fazla pişman olanlardanım ben,bir şeyi doğru dürüst bitirememe gibi bir sorunum var.Sıkılgan bir yapım olmamasına rağmen bazen çok fazla sıkılıyorum her şeyden,o sıra kaçıp gitmek istiyorum ,sadece gitmek.Bencil oluyor bencilliği sevmeyen ben,geride ne bıraktığımı düşünmek bile istemiyorum,vahşi bir yaratığa dönüşüyorum.Her hangi bir durum için olması gereken neyse onu dile getirebiliyorken,kendim için bunu yapamıyorum.Duyarsız,duygusuz,sorumsuz,rahat biri olmayı istiyorum,kaçıyorum her şeyden.Yarım bırakıyorum.

26 Şubat 2012 Pazar

TUTAMADIM SALDIM GİTTİ

Aklıma geldi birden,ilkokul üç ya da dördüncü sınıfa gidiyorum.O zamanlar öğle arası verilirdi,bir saatlik öğle yemeği arası.Herkes hızlı hızlı evine gider yemeğini yer ve derse yetişmeye çalışırdı.Evleri uzak olanlar okul hayatı boyunca hızlı yürümeye mahkum kaldılar bu yüzden,ben onlara göre biraz şanslıydım,evim okula o kadar uzak değildi.Ama hayatım boyunca bir defa çok hızlı yürümek zorunda kaldım.O yıllardı,okulun tuvaletini kullanmadığım için öğle arasına kadar kendimi tutardım,eve varınca üzerimdeki yük boşalırdı acayip rahatlardım.Bu yüzden annem her gün bana bağırırdı.Kendimi bu kadar sıkmamam gerektiğini bin defa söylerdi.Ne yapayım okulun tuvaletini bok götürüyordu,gercekten bok gıbıydı tuvalet,sıçılmazdı oraya.Yine bir gün öğle arasına kadar sıktım kendimi ama bu sefer ki diğerleri gibi değildi,bu kapıya dayanmıştı.Zil çaldığı an kapıdan ilk fırlayan ben oldum,koşmak istiyordum ama koşamıyordum.Daha çok gelir gibi oluyordu,yürümekti elimden gelen tek şey.Hızlı hızlı yürüyordum,her bir adımdan sonra san ki arkamdan teker teker dökülüyor gibi hissediyordum.Eve yaklaştıkça daha çok gelmeye başladı artık tutamıyordum kendimi.Pantolonumun paçalarını çorabın içine geçirdim,biliyordum altıma sıçacaktım artık,yere dökülmesini istemedim yoksa iyice rezil olacaktım.Eve varmama elli metre kala altıma sıçmaya başladım,o kadar da yaklaşmıştım üstelik.O kadar kötü kokuyordum ki burnumu tutarak yürüdüm eve kadar.Zile bastım annem kapıyı açtı.Beni görür görmez direkt anladı zaten kokudan her şeyi."Altına mı sıçtın sen dedi".Ben kafa sallayabildim sadece.Annem beni tuttuğu gibi tuvalete attı ve altıma sıçmam yetmiyormuş gibi üstüne bir de dayak yedik...