16 Mart 2012 Cuma

RÜYALAR

bu gün uykusuz geçen günlerimden birisini daha yaşadım,gece neydi öyle ya!durmadan döndüm durdum yatağın içinde.kaç gündür üst üste tuhaf tuhaf rüyalar görüyorum,kafayı iyice yemek üzereyim . rüya görmemek için uyumamayı düşünüyorum artık,yani o duruma geldim,arkadaş insan her gün ölümle burun burun gelir mi,ya bir savaşın ortasında buluyorum kendimi  ya uçurumdan yuvarlanan bir arabanın içinde ya da dalgalarla mücadele eden bir kayıkta,vallahi psikolojim bozuldu iyice,her gün sinirli sinirli uyanmaktan bıktım artık.bu gün gördüğüm rüya tam anlamıyla bombaydı,keşke filmini çekebilsem.ne istiyorsanız hepsi vardı içinde,kime istersem hemen pazarlayabilirim gişede yok satar  o derece yani,1453 yanında sıfır kalır.(1453 ü izlemedim ama gişede eline geçirmiş rekoru o baamda şey ettimm,bir de konu buraya kadar gelmişken şunuda söylemeden geçemeyeceğim,utancımız olan recep ivedik'i geride bıraktığı için acayip sevindim,1453 tarzım olmasada...)neyse rüyama geri döneyim,olay şu şekilde başlıyor.helikopter sesleri vızır vızır ortalığı inletiyor,ulan bu ne diyorum akşam akşam helikopterlerde nereden çıktı,hayır tamam bir yerden çıktı da bizim evin etrafında ne işleri var  diye fırladım balkona,baba ne göreyim dışarda yüz kadar helikopter kuş sürüsü gibi mübarek,ulan hepside sadece bizim evin üstünde tur atmaz mı,lan insan kafayı yemesinde ne yapsın,durup dururken ne olduda saldıraya geçtiler bize ,ne yaptık lan biz bu devlete diye bağırmalar çağırmalar atmaz mıyım,ne yapacağım şimdi ben ne bok yiyeceğim  kaldım orada öylece,dondum kaldım.bir yandan da içimden kendime kendime konuşuyorum ama, neden ateş etmiyorlar,füze fırlatmıyorlar,neden halen bekliyorlar derken annem babam aklıma geldi, o ana kadar neden onları düşünemediysem,neden ortalıklarda yoktular...hemen koştura koştura odalarına yol aldım,varya öyle bağırıyordum ki anneeeee babaaaa diyee,sehirdeki tüm insanlar uyanmıştırr,nasıl bir korku anlatamamm...bağıra bağıra kapıyı açtım,sesten yıkıldı zaten kapı,helikopterlerin ışıkları vuruyordu içeriye yarım yamalak,ışıklar vurunca yatak odası biraz aydınlanıyordu ama tam olarak seçemiyordum hiçbir şeyi,ışık yatağa vurunca bir baktım yatak bom boş,yusuf yusuf eden ben, bildiğim tüm isimleri saymaya başlamazmıyım iyice,anneeee babaaaaa sesleri on kat daha yüksek çıkmaya başladı, ne yapacağım ben  öldüler mi yoksa,benimde götüme koyacaklar şimdi diye kafayı yiyerek evin içinde dört atmaya başladım.sesler ortalığı inlettikçe inletmeye devam ediyor benim sesimle helikopterlerin sesi yarışıyor,ne yapmalıyım ne yapmalıyım ne yapmalıyım diye diye mal oldum iyice, tekrar  neden halen ateş etmiyorlar,beni deli mi etmeye çalışıyorlar diye düşünmeye başladım.ayak sesleri gelmeye başladı ,birken iki oldu ikiyken üç üçken dört,beş altı yedi,sonra onlarca sonra yüzlerce...işte şimdi boku yedim dedim,mutfağa koşturdum ne var ne yoksa taradım,en keskin olan iki  bıçağı sağlı sollu elime aldım,mutfakta onların gelmesini bekliyordum,sesler yaklaştıkça yaklaşıyordu,içimde ki korku artacağı yerde nedense gitgide azalmaya başladı,kalp atışlarım yavaşladı, içime aniden ışık hızıyla cesaret doluverdi,derinden sesler işitmeye başladım,bu Sibel'in sesiydi Sibel Yalçın'ın ,biz hiç teslim olmadıkki,asıl siz teslim olun,kulaklarımda bunlar yankılanıyordu,içimde büyüyen devrimci çocuk büyüdükçe büyümeye başladı birden,kapıdan girdikleri anda geldiklerine pişman edecektim onları,sesler artık kapıyı aşmak üzereydi,kapı kolunun aşağıya doğru eğildiğini izledikçe gözümün önünden hayatım  akıp geçiyordu,gözümü kapattım bu ne kadar sürdü bilmiyorum ve haydi diye bir anda açınca ne göreyim,denizin ortasında bir kayıktayım,hadi burdan buyur ya da buyur burdan yak ne ise işte,bu ne yaaaa yeter artıkk,deniz nerden çıktı kayıkta ne işimiz var,hiçbir şeyi anlamadığım yetmezmiş gibi hiçbir şekilde aynı ortamda olduğumuzu düşenemediğim komşumuzun oğlu hayrinin ne işi var yanımda.,üstüne üstelik denizde dalgalı ,git gidede artıyor,ne oluyor neden bunca şeyin ortasındayım bunlar bana bir işaret mi,neyi çözmen gerekiyor ne yapmalıyım.ben kayığın bir ucundayım,artık neden bir ucundaysam   o kadar dalganın ortasında üstelik,en uçta oturmak neyin getirdiği bir cesaretse...mecnunla ismail abi gibi olduk hayriyle,(/leyla ile mecnun dizisini izleyenler bilir)o bana sesleniyor bu uçtan ben ona,ulan sonra hayrinin yanımda ne işi oduğunu dank diye çözdüm hemen,tabi ya dedimmm hayri kayığı kullanması biliyor,o yüzden benımle dedim, çengel bulmacanın tüm halkalarını çözmüş kadar mutlu oldum,sanki tayibin şifresini çözdüm... daha mutluluğu yaşayamadan otuz metre yüksekliğindeki dalgayı görmeyeyim mi,denizdeyiz lan başka bir şey anlamayın, gelen dalga birden hacmini değiştirerek yüz metre olmasın mı,orda anladım zaten, yok artık bu kesin rüyadır dedim,ben rüya olğuna karar verdim vermesine de dalga durmuyor saatte bin kilometre hızla geliyor,lannnnnn ne yapacağızzz hayriiii diye götümü yırtmaya başladım,bu rüyaysa uyanmam lazım dalga geliyor oğlum,boğulacaz lann diye çıklık atarken alooobora olduk zaten(doğrusu alabora).denizde tuzlu olunca suyu hiç çekilmiyor,yuttukça yuttum,boğuluyorum ölüyorum yavaş yavaş,hayır ölmemeliyim ne ölmesi daha ne yaşadım ki öleceğim,daha evlenmedim bile  çocuklarımda olmadı henüz,ulan derine derine battıkça neler geçti gitti aklımdan kimler  geldi geçti,ölüme doğru giden yolda neler geliyor demekki insanın aklına,neyse ki sağ tarafım tutulunca yan döndüm uyandım,ölümü bir kez daha ertelemiş oldum böylece.....

2 yorum:

Uitwaaien dedi ki...

biri rüya mı dedi!

boşluk dedi ki...

evet biri rüya dedi,başım dertte..