16 Şubat 2012 Perşembe

DEPPO

işten çıkar çıkmaz tek düşündüğüm şey bir an önce yatağa uzanıp saatlerce ölü gibi yatmaktı.hemen her gün iş bitimine doğru yorgunluk kendini iyice hissettirmeye başlayınca tek düşündüğüm şey bu olurdu.çalıştığım yerle iş yeri arası fazla uzak değildi,yürüyerek en fazla beş dakika...ama o gün öyle bir sıcak vardı ki o yol bitmek bilmedi.eve varana kadar sırıl sıklam oldum,leş gibi kokuyordum.kendimi banyoya atmak istedim hemen ama yapamadım çok yorgundum,o iğrenç kokuşmuş halimle yatağa uzandım.hıncını kapıdan çıkartmak istercesine kapıya durmadan vuran lanet insanın sesi uyanmama sebep oldu.saatime baktım,yaklaşık üç saat geçmişti uykuya daldığımdan beri,ama sanki daha yeni dalmışım gibi hissediyordum.en sevmediğim şeydir uykuya tam doyamadan uykunun içine edilmesi.bir an  önce gidip kapıyı açmam uzun sürmedi,karşımda duran;beni güzelim uykumdan mahrum bırakan,lanet insan dediğim abimdi.-hadi hazırlan depoya gidiyoruz dedi.-ne deposu dedim.-hadi soru sormayı bırak hazırlan birazdan kuzenim de gelecek dedi.yarı uykulu vaziyette lavaboya elimi yüzümü yıkamaya gittim.bir yandan da depoda ne işimiz var,ne yapmaya gidiyoruz diye kendi kendime düşünmeye başladım.sonra üstümü değiştirme gereği duymadım,zaten gideceğimiz yer depo ne gereği var dedim,öylece kirli paslı elbiselerle terli vaziyette çıktım evden.aşağıda abimler arabanın içinde bekliyorlardı.-neden üstünü değiştirmedin dedi abim.-depoya gitmiyor muyuz ne olacak bu şekilde gideyim dedim.abim tuhaf tuhaf baktı,neden öyle baktığına anlam veremedim,sanki yanlış bir şey yapmıştım.gideceğimiz yere kadar durmadan benimle dalga geçtiler,kuzenim bir yandan abim bir yandan.evden o şekilde çıkmamım neden onları o kadar huzursuz ettiğini yol boyunca anlayamadım,ne ben soruyordum neden bu kadar büyüttünüz diye ne de onlar bir açıklama gereği duyuyorlardı.ben onları anlamıyordum onlar da beni.ilkokul yıllarından beri bu hep böyle olmuştu zaten,ara sıra susmayı seçtiğim için pısırık derdi,herkesten farklı düşündüğüm zaman yanlış,hakkımı savunmak için ses çıkardığım zaman da saygısız...ben aslında olması gerekendim,hiçbir şeyi farklı görünmek için yapmıyordum,olması gerektiğine inandığım şeyi yapıyordum;ama abim beni hiçbir zaman anlayamadı...benimle yaptıkları dalganın dozu iyice artmıştı,artık sinirlenmeye başlıyordum.ikinizin de amına koyayım diye bağırmayı o  kadar çok istiyordum ki kendimi zor tutuyordum.ben sustukça üzerime daha çok geliyorlardı,gözlerimi kapatıp kafamı arkaya doğru iyice yasladım ne söylediklerini duymak istemiyordum,onları umursamamam gerekiyordu.birden arabanın yavaşladığını hissettim,gelmiş olmalıydık.gözlerimi açtım arabadan indim.çevreme göz gezdirmeye başlayınca bulunduğum yerin aklımdan geçen yerle hiç alakası olmadığı fark ettim,sanki araba pazarındaydık.sonra biraz daha yürüdüm kocaman bir alışveriş merkezinin tam karşısındaydım,kafamı yukarı kaldırıp o devasa DEPPO yazını gördükten sonra her şeyi bir anda anladım...depo deppo'ymuş meğer....